Bireysel olarak iyiyiz ama takım olarak da iyi miyiz? HAYIR. Teknik – taktik var, bilgi – beceri var… Her zaman pas-pas-pas (bolca geri pas) var. Olmayan ne? Kale önünde skoru değiştirecek etkili bir dokunuş yok.
Polonya’ya karşı 20’den fazla gol denemesi yaptık ama sadece 1 gol atabildik. İrfan, Kaan, Orkun çabuk yoruldu. Hakan – Salih ikilisi orta sahada iyi iş çıkarıyor ancak bir yerlerde sıkışıp kalıyorlar.
Kerem’in topu iyi sürme becerisi inkâr edilemez ama ne yazık ki genelde öldürücü son vuruşu yapamıyor. Eğer taç çizgisinde kaleciyi geçtikten sonra uzun mesafeli plaseyi gole çevirmiş olsaydı, stadyumdaki Polonyalılar da dahil olmak üzere maçı televizyondan izleyen herkes alkışlayacaktı.
Orkun, 3 metre yanındaki takım arkadaşına isbetli pas atamadı. Samet ve sonradan oyuna dahil olan ve sağ bekte denenen Merih savunmada etkisiz kaldı. Semih ise ilk defa ilk 11’de yer buluğu bu takıma yabancı gibiydi. Polonya maçının son 30 dakikası dışında (Arda, Barış Alper, Kenan etkisi), 4 hazırlık maçı, 4 tatsız oyun.
Polonya evinde oynamasına rağmen hiç formda değildi, daha ne isteriz ki? İlk golü bariz savunma hatasından dolayı yedik. Son golle ilgili yapacak bir şey yoktu, çok çabuk geldiler ama savunmanın özensiz olmaması lazım. Belki de en iyi savunmacılardan biri Suudi Arabistan ligine gitmeseydi daha iyi olurdu. Montella da Fatih Terim hastalığına yakalanmış. Terim, özellikle milli takımdaki ikinci ve üçüncü yıllarında iyi bir takım oluşturmak için 30-35 oyuncuyu denerdi ama son maça kadar kadroyu kimse kestiremezdi.
Şimdi de aynı şey oldu. 18 Haziran’da Gürcistan’a karşı çok önemli bir maçımız var. Her maçı, her antrenmanı yerinde takip eden TRT Spor muhabirleri bile maçtan iki saat önce kadroyu yazamıyor. Daha önce böyle miydi?
Futbolu seven 10 yaşındaki çocuklar dahi 1996, 2000, 2002 ve 2008’deki şampiyonalara katılan milli takımlarının ilk 11’ini yazabiliyordu.
Almanya’da milli takımın tarih yazmasını bekliyoruz. Kafamızda oyun tarzına alıştığımız bir ilk 11 yok. Maçın başlamasına bir saat kala televizyonun karşısına geçip kimin oynayacağını öğrenmeye çalışıyoruz. Her maç farklı bir takımla sahaya çıktığınızda, topu sağdan gelen takım arkadaşınıza gözü kapalı verdiğinizi sanıyorsunuz ama oradan kimsenin gelmediğini görüyorsunuz.
Takım birlikte hiç oynamamış hissi veriyor.
Milli takım oyuncu değişiklikleri ile özellikle son bölümde sahada iyi bir performans sergiledi ancak ilk 60 dakikada maalesef beklenen akıcı oyundan eser yoktu. Şampiyona yaklaşırken Montella’nın kafasında kalıcı bir ilk 11 seti oluşturacağını düşünüyorum. İtalya maçındaki kötü beraberliğe sevinmek yerine, yenilgiye rağmen Polonya maçının son anlarındaki heyecana ve geleceğe dair umutlara sevinmeliyiz.
Artık bundan böyle Gürcistan’ın düşünmesi gerekiyor. Ve Portekiz! Ve Çek Cumhuriyeti! Ve diğerleri.