Özellikle son iki sezondur Galatasaray takımı rekor üstüne rekor kırarak ṣampiyon oluyor: Fenerbahçe onu takip ediyor ve rekor kırsa da yine de Galatasaray’ın altında kalıyor. Geçtiğimiz sezon ara takımlar Beşiktaş, Trabzon ve Başakşehir’di. Bu sezon ise küme düşmemek için mücadele eden Samsunspor, Göztepe, Eyüpspor, Beşiktaş ve Başakşehir geri kalanlar. Bu takımların kadro kaliteleri çok düşük. Dolayısıyla kadro kalitesi bakımından ilk iki sırada yer alan Galatasaray ve Fenerbahçe aslında bizi kandırıyor.
Türkiye Süper Ligi’nde genelde iç saha ve deplasman maçlarını kazanıyorlar. Bazı maçlarda çok büyük farklarla kazanıyorlar.
Ama Avrupa maçlarına gelince çok düşük bütçeli takımları yenemiyorlar.
Bu da bize ligimizin kalitesinin ne kadar düşük olduğunu gösteriyor.
Bu iki takım dışında bir örnek verecek olursak.
Ülkemizi Konfederasyon Ligi’nde temsil eden Başakşehir futbol takımı, iyi bir bütçe ve oyuncu kalitesine sahip bir kadroya sahip olmasına rağmen oynadığı 6 maçta sadece 1 galibiyet, 3 beraberlik ve 2 mağlubiyet aldı. İlk 24 takım arasına giremedi. Almanya’nın Heidenheim kasabasının takımı, ilk kez katıldığı Avrupa kupalarında 3 maç kazanarak play-off ile yoluna devam edecek.
Kısacası artık bir şeylerin değişmesi gerekiyor.
Çok para harcayan ve dolayısıyla borç içinde olan takımlarımızın bu durumdan kurtulması gerekiyor. Tribünlerdeki seyirci sayısına baktığımızda ise farklı bir sorunla karşılaşıyoruz.
Büyük takımlarımız (Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor), Samsunspor ve Göztepe takımları dolu tribünlere oynarken diğer takımlarımız boş tribünlere oynuyor. Ortalama 5 bin seyirci! 3. Lig’de oynayan Bursaspor ve Amatör Lig’de oynayan Eskişehirspor ortalama 30 bin seyirciye oynuyor. Bu takımlar ile Kocaelispor, Sakaryaspor, Ankaragücü gibi seyircisi çok olan takımların Süper Lig’e dönmesi gerekiyor.
Başakşehir, Kasımpaşa, Bodrum, Eyüpspor gibi seyircisi olmayan takımlar ise Süper Lig’de olmamalı.
