Amerikan sinema endüstrisinin son 10 yıldır uzay ve astronot filmlerine ağırlık vermesi tartışma konusu oldu: “İnsanlığı neye hazırlıyorlar?”
İnsanoğlu ilk yapay uydusu Sputnik-1’i yaptığında sene 1957’diydi. Ay’a ilk adım atıldığında ise takvimler 1969’u gösteriyordu. NASA’nın Pathfinder aracı, Mars’a inip Dünya’ya fotoğraf göndermesinin (4 Temmuz 1997) üzerinden de 22 yıl geçti.
ÖNCELERİ KONU UZAYLILARDI
Peki insanoğlunun uzayla imtihanı sürerken; Hollywood ne yaptı? Yıldız Savaşları, Uzay Yolu gibi efsaneler; E.T. gibi bir fenomenin dışında Ziyaretçiler, X-Files gibi dizilerle ara ara sinema perdesinde gördük uzayı… Bir de Men In Black serisi vardı ki, darphane gibi para basıyordu bu filmler… Hepsinin ortak br noktası vardı oysa: “Uzaylılar.” İnsanoğlunun bilinmezi… Uzayda yalnız mıyız? Uzaylılar nerede? Amerikan sinema endüstrisi 2000’lerin başına kadar bilinmeyen üzerinden anlattı uzayı…
BAKIŞ AÇISI DEĞİŞTİ, YENİ OLAY: İNSAN VE UZAY
Son 10 yıldır Hollywood da direksiyonu kırdı… Artık yeni felsefe “İnsan ve uzay”dı. “Uzaylılar var mı?” sorusu artık önemini yitirmiş, “İnsanoğlu uzayda ne yapabilir, nereye gidebilir” sorgulanıyordu. Filmler de peşpeşe geldi…
Bu kadar sene sonra sinemanın uzaya karşı aşkının kabarmasının nedeni ne? Komplo teorisyenleri “Hollywood bizi neye hazırlıyor?” diye sorarken; Lucy In The Sky filminde oynayan Natalie Portman bakın neler dedi:
“BELKİ BİR GÜN BEN DE GİDERİM” HAYALİ
“Uzay benim de çocukluk hayalim… Topu topu 80 kişi gitmiş. Çok az kişi bu şansa kavuşmuş. Uzay halen hayalim. Yakında uzay turizmiyle uzay turistleri taşınacak yukarıya. O gün gelince ben de gidebilirim.”
Uzayda yaşam ihtimalinin kuvvetlenmesiyle birlikte insanoğlunun da sinemanın da uzaya bakışı değişti. Bakalım daha neler izleyeceğiz? Bilimle kalın.