Emine Acemoğlu’na İstanbul’da sırt ağrısı şikayetiyle gittiği hastanede safra yolu kanseri teşhisi konuldu.
Yapılan testler sonrası hastalığın ileri derecede olduğu, kemoterapi ve radyoterapinin sonuç vermeyeceği, tedavi için “ivosidenib” etken maddeli “Tibsovo” adlı ilacın kullanılacağı belirtildi. Acemoğlu, yurt dışından getirilen ve 60 tableti 31 bin 687 dolar olan ilacı karşılayamayacağı gerekçesiyle Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) başvurdu. SGK, ilacın Sağlık Uygulama Tebliği ve ek şartlarına uymadığı gerekçesiyle karşılanamayacağı yönünde cevap verdi.
İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNE RET
Hastalığı nedeniyle malulen emekli olan Acemoğlu, ilacın SGK tarafından karşılanması için avukatı aracılığıyla Ankara 3’üncü İş Mahkemesi’nde dava açarken, yargı sürecinde nihai karar verilene kadar ilacın SGK tarafından karşılanması için tedbir kararı verilmesini talep etti.
Ancak Ankara 3’üncü İş Mahkemesi, uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirdiği, davanın esasını çözer mahiyette ve hüküm etkisi doğuracak yönde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığına hükmetti.
Acemoğlu’nun avukatı aracılığıyla, ilacın kullanımının zorunlu olduğu ve muadilinin bulunmadığı görüşünün bildirildiği uzman raporları ile ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin talepleri de 4 kez art arda reddedildi.
Bunun üzerine dosya istinafa taşındı. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10’uncu Hukuk Dairesi de mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğuna hükmederek, başvuruyu reddetti.
AYM’YE BAŞVURDU
Acemoğlu, bunun üzerine avukatı aracılığıyla sağlık hakkı, yaşam hakkı ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle AYM’ye başvurdu.
Avukat dilekçesinde, Anayasa’nın 56’ncı maddesine göre; devletin sağlık hizmetlerini herkesin beden ve ruh sağlığını koruyarak hayatını sürdürebileceği şartları sağlamakla yükümlü olduğuna vurgu yaparak, “Müvekkili tarafından kullanılması zorunlu olan ve doktorları tarafından defalarca raporlanan bu ilaç, devlet tarafından halen temin edilmemektedir. Nitekim müvekkilin tüm tahlil raporları hayatının geri dönülemez bir şekilde tehlikede olduğunu ortaya koyarken yerel mahkemece ve Bölge Adliye Mahkemesince verilen ihtiyati tedbir taleplerimizin reddine ilişkin kararlar, müvekkilin hayatını doğrudan tehlikeye sokarken sağlık hakkının direkt olarak ihlali niteliğindedir.” ifadelerini kullandı.
“GEÇ GELEN ADALET, ADALET DEĞİLDİR”
Emine Acemoğlu’nun eşi Ömer Faruk Acemoğlu, eşinin sağlık durumunun her gün kötüye gittiğini belirterek, “Geç gelen adalet, adalet değildir. Eşime 2022’de kanser teşhisi konuldu. O günden bu yana tedavimiz devam ediyor.” dedi.
Yurt dışına gönderilen patoloji sonucunda kemoterapinin yetersiz kaldığı ve söz konusu ilacın kullanımının tedavide elzem bir ihtiyaç olduğunun söylendiğini ifade eden Acemoğlu, “Sağlık Bakanlığı onayladı; ama maalesef SGK bunu ödemiyor. Benim eşim 20 yıldır SGK primini ödedi. Şimdi bizim ihtiyacımızın olduğu yerde sahip çıkılmıyor. Madem Sağlık Bakanlığı bunu onayladı, SGK bunu neden ödemiyor? Davanın hakimi tedbir talebimizi reddetti. Bunu anlamış değilim. Benim eşim 46 yaşında. Daha gencecik. Hayatının baharında. ‘Cennet annelerin ayaklarının altındadır.’ Benim eşim de 2 çocuk annesi. Lütfen bize sahip çıkın. Eğer bu ilaç gelmezse sonumuzun ne olacağı belli. Bir an önce elzem olan ilacın elimize ulaştırılmasını istiyoruz.” dedi.