Mercan resiflerine yönelik tasa, Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü’nde bir sefer daha gündemde. Birleşmiş Milletler’in mercan resifinin durumunun tahlil ettiği çalışmaya nazaran, 2009 ve 2018 yılları ortasında iklim değişikliği nedeniyle 11 bin 700 kilometrekarelik mercan resifi yani toplam alanın yüzde 14’ünün yok oldu.
Bilim beşerlerine nazaran, global ısınma nedeniyle deniz yüzeyinin sıcaklığının artması mercanların ziyan görmesinde ana faktör olsa da çok avlanma ve kıyıda artan faaliyetleri de mercanları yok ediyor.
İklim krizi ve çevresel kirlilik sebebiyle son 150 yılda mercan resiflerinin yarısının yok olduğunu belirten TEMA Vakfı İdare Heyeti Lideri Deniz Ataç, “Tükettiğimiz meyve, zerzevat, kahve, kakao, badem, kiraz, erik, incir, ayva, elma üzere kıymetli çok sayıda ziraî eser, arılar ve çok sayıda böcek tipinin katkıları ile üretilebiliyor. Ayrıştırıcı canlılar ile tabiatta atıklar geri dönüşüyor, kirlilik önleniyor. Deniz ve kara ekosistemlerindeki canlılar, insan kaynaklı yıllık karbon salınımının yüzde 60’ını atmosferden geri alıyor. Karasal iklime nazaran daha kırılgan olan denizel ekosistemlerde mercan resifleri iklim krizi ve çevresel kirlilik sebebiyle son 150 yılda neredeyse yarı yarıya azalmış durumda. Ayrıyeten 2°C’lik bir ısınmada, denizel biyolojik çeşitliliğe mesken sahipliği yapan mercanların yüzde 99’unun yok olacağı öngörülüyor.”
Önlemek için neler yapılabilir?
BM iklim değişikliği iddialarına nazaran, 3 derecelik global ısınma sonucu karada yaşayan memelilerin yüzde 41’inde yarı yarıya habitat kaybı olabileceğini kaydeden Ataç, yaratılan tahribatı durdurmak ve biyolojik çeşitliliği yine inşa edebilmek için yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:
“Fosil yakıtların kullanımından vazgeçilmeli ve yenilebilir güç kaynaklarının kullanımı yaygınlaştırılmalı.
Arazi tahribatı engellenmeli, arazi tahribatına karşı çok sıkı kollayıcı önlemler alınmalı.
Tahrip olan yerlerde onarım çalışmaları yürütülmeli, bu çalışmalara toplumsal katkı sağlayacak teşvikler sağlanmalı.
Sürdürülebilir ormancılık, sürdürülebilir mera idaresi ve tarım çalışmaları yaygınlaştırılmalı.
Doğal çeşitlerle ağaçlandırma ve erozyon denetim çalışmaları yapılmalı, denizlerde çok avlanma önlenmeli, tiplerin kaybına neden olan bitki toplama üzere faaliyetler denetim altına alınmalı.”
