İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuksuz yargılanan polisler Hakan A., Onur Ü. ve Muhammet O. Ses ve İmajlı Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Şikayetçi Ezgi Sevgi Can ile tarafların avukatları da duruşmada hazır bulunurken; sanık polis Yunus B. ve eksper Zafer K. ise duruşmaya katılmadı.
“EN ÜST HUDUTTAN CEZA VERİLSİN”
Duruşmada kelam verilen Ezgi Sevgi Can, “Yargılamanın başından beri sunduğumuz kanıtlar ağabeyim Onur’a karşı örgütlü bir halde vefata sürükleyen resmi evrakta sahtecilik makus muamele azap ve intihara sürükleme cürümlerini ortaya koydu. Mahkemenizin görmezden gelemeyeceği biçimde somutlaştı. Polis ve amirlerin kendi çıkarları doğrultusunda işledikleri cürümler nedeniyle annemi ve babamı kaybettim. Benim yaşadığım kaybın büyüklüğü de ortada. Savcılık mütalaasıyla sabit olan evrakta sahtecilik ve bozma konusunu dikkate almanızı rica ediyorum. Sanıkların bu hareketlerinin sonuçları bir ailenin tek tek yok edilmesine sebep oldu. En üst sondan ceza vermenizi talep ediyorum” dedi. Sanıkların birçok celsede palavra beyan verdiklerini de söyleyen Can, cezada indirime gidilmemesini, azap ve intihara sürüklemeyle ilgili kabahat duyurusunda bulunulmasını istedi. Can’ın avukatı Mehmet Ümit Fazilet ise mütalaaya katıldıklarını lakin eksiklikleri olduğunu düşündüklerini belirterek sanıkların hatası bir ortada işlediklerini, alt huduttan uzaklaşılmasını, uygun hal indiriminin uygulanmamasını talep etti.
BERAATLERİNİ TALEP ETTİLER
Sanık polis Onur Ü. savunmasında, gözaltı evraklarında değişiklik yapıldığıyla ilgili bir evrak olmadığını öne sürerek, “Sürekli hakkımızda kabahat duyurusunda bulunulmasından ötürü çok muzdaribim” diyerek beraatini istedi. Sanık polis Muhammet O. da, gözaltı evraklarının değiştirildiğiyle ilgili bir rapor olmadığını ve Yaser Can’ın geride bıraktığı notunda da bununla ilgili bir beyan olmadığı belirterek beraatini istedi. Öteki sanıklar da beraatini istedi.
SANIK 4 POLİSE CEZA
Mahkeme heyeti, sanık polisler Hakan A., Muhammet O., Onur Ü, ve Yunus B.’yi “Kamu görevlisinin resmi belgeyi yok etmesi ve bozması” kabahatinden 6’şar yıl mahpus cezasına çarptırdı. Bu sanıklar hakkında “Resmi evrakta sahtecilik” hatasından daha evvel takipsizlik kararının itiraz üzerine katılaştığı belirtilerek, bu cürümden karar kurulmasına yer olmadığı kararı verildi. Mahkeme, uzman olan sanık Zafer K.’nin ise kâfi kanıt bulunmaması nedeniyle beraatine karar verdi. Ayrıyeten şikayetçilerin ve şahitlerin sözlerinde öne sürülen argümanlarının yeni kanıt kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği tarafından ilgililerin tespit edilmesi ve kıymetlendirme yapması için belgenin savcılığa gönderilmesine de hükmedildi. Bu karara karşı tarafların istinaf yoluna itiraz hakları bulunduğu da kararda yer aldı.
“İŞKENCE SAVLARIYLA İLGİLİ TEMYİZE GİDECEĞİZ”
Duruşma sonrasında basın açıklaması yapan Onur Yaser Can’ın kardeşi Ezgi Sevgi Can, cezada indirime gidilmemesinin olumlu olduğunu belirterek “Fakat sahtecilik yapılmadan evrakın bozulması olamaz. Hukuka karşıt bir karar var aslında, iki hatası birbirinden ayırmak yeniden bir polisi muhafazanın, kollamanın işaretidir” dedi. Can, gayrete orta vermeden devam edeceklerini ve azap savlarıyla ilgili de temyize gideceklerini söz etti. İntihara sürükleme tezleriyle ilgili de süreci tekrar başlatacaklarını söyleyen Can, “Adaleti maalesef daima kırıntı olarak veriyorlar bize. Keşke daha cesaretli karar verebilseler mahkemeler” diye konuştu.
Avukat Mehmet Ümit Fazilet ise, yargılamada tek hatadan ceza verilmesinin ve yeterli hal indirimi yapılmamasının kıymetli olduğunu vurguladı. (DHA)
