HABER ARAŞTIRMA – Düzenleme öncesi ton başına karbon fiyatının şimdiden 50 Euro’dan 80 Euro düzeylerine ulaştığını vurgulayan Acar, “Aktif iklim prgramlarının izlenmesi durumunda Türkiye’nin GSYH’si, en az yüzde 3 daha yüksek olabilir. Yılda en az 1 milyar euronun yurtdışına çıkışı önlenebilir” değerlendirmesini paylaştı.
‘Cari açık artabilir’
Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın Türkiye iktisadına tesirlerini inceleyen Prof. Dr. Sevil Acar, şu tespitlerde bulundu: “Bu bahiste tedbir alınmazsa, 2030 yılında GSYH’nin yüzde 2,7 ila yüzde 3,6 oranında azalacağı öngörülüyor; cari açık ise artacak. Uygulamanın en çok çimento ve demir-çelik kesimlerini etkilemesi bekleniyor. Makine ve otomotiv kesimlerinde ise üretimin yüzde 13 azalabileceği uyarısı yapılmış. Öte yandan durumu avantaja çevirmek hâlâ mümkün ve bunun yolu, etkin iklim siyasetleri izlemekten geçiyor. Bu yol izlenirse, hem emisyonlar ve cari açık en fazla oranda düşüyor hem de GSYH (baz senaryoya göre) yüzde 3 daha büyük oluyor. Baz senaryo, şu anki durumun devam ettiği, SKDM’nin devreye girmediği kurallara dayanıyor; hasebiyle temel yarar çok daha büyük.”
SKDM, başlangıçta yalnızca raporlama yükümlülüğü getirecek ve böylelikle bilgi toplanmış olacak. Sonrasında SKDM tam olarak uygulanacak; fiyatsız tahsisatların etaplı olarak kaldırılmasına (2026-2034) paralel olarak ilgili dallarda kademeli olarak hayata geçirilecek. SKDM birincinin çimento, alüminyum, gübre, elektrik, hidrojen, demir-çelik ve ayrca baz alt eserleri kapsayacak. Türkiye’nin AB’ye olan ihracat SKDM çerçevesinde 2026’dan itibaren içerdiği karbon seviyesine nazaran vergilendirilmeye başlanacak.