1. Anasayfa
  2. Teknoloji

Uzay nasıl kokuyor? Astronotlara göre, kurutulmuş biftek gibi!

Uzay nasıl kokuyor? Astronotlara göre, kurutulmuş biftek gibi!
0

İşte uzayla iligili; uzayda işler durumdaki mekanizmaların bazılarını daha iyi anlamamıza yardım edecek belki de hiç duymadığınız 9 ilginç şey.

Hazırlayan: Berna JOLLIFFE
Uzay bilimi ile ilgili bilinenler tamamen anlaşılır gibi değil, çünkü bu alanda çalışmalar yapan bilim adamları bile bazen anlamakta zorlanıyor. Fakat neyse ki, keyfini çıkarabileceğimiz birçok anlaşılabilir ve kusursuz bilgiye de sahibiz.
BİLGİLERİN ÇOĞU ESKİLERE DAYANIR
Bildiğimiz kadarıyla evreni bir arada tutan galaksileri ve yıldızlar, yerçekimi, gaz, toz ve enerji arasındaki karmaşık ilişkileri öğreten uzaya dair bu bilgilerin çoğu çok eskilere dayanıyor… En azından gözleyebildiğimiz, ölçebildiğimiz ve tartabildiğimiz kısımları…
İşte uzayla iligili; uzayda işler durumdaki mekanizmaların bazılarını daha iyi anlamamıza yardım edecek belki de hiç duymadığınız 10 ilginç şey.
1. HER YERDE SU VAR
Suyun derin uzayda varlığı onlarca yıldır bilinse de ne kadar su olduğunu, ne kadar geniş bir alana yayıldığını bulmak, gökbilimcileri hayretler içinde bırakmaya yetti.
Gözünüzde canlandırmanız için şöyle açıklayabiliriz:
12 milyar ışık yılı uzakta radyo dalgaları gönderen bir gökcisminin içindeki su buharı miktarı, dünyadan 140 trilyon kere daha fazla… ve suyun çoğunun katı formda (buz) olduğu Samanyolu’nun tamamındaki orandan 4 bin kat daha fazla.
2. UZAY BOYUNUZU UZATIR
İnsanın omuriliğine ağırlığı aracılığıyla baskı yapacak yer çekimi mevcut olmadığından bazı astronotların uzayda 50 mm daha fazla uzadıkları anlaşıldı, hatta bazıları 75 mm uzadılar!
Astronotlar yeryüzüne döndüklerindeyse, artan yerçekimi ağırlıklarının tekrar omuriliklerine baskı yapmasına sebep oluyor ve bu da eski boylarına geri dönmelerini sağlıyor.
3. M55’TEN GELEN TUHAF RADYO SİNYALLERİ
Uzaydan gelen en tuhaf, en kafa karıştırıcı şeylerden biri de; nişancı takımyıldızındaki küre şeklindeki yıldız kümesi M55 yönünden gelen radyo sinyaliydi.
Amerika Delawere’deki Big Ear (Büyük Kulak) Radyo Teleskobu tarafından saptanan, operatör Jerry R. Erhman tarafından 15 Ağustos 1977’de kaydedilen, dar bantlı sinyal 72 saniye sürdü ve Güneş Sistemi’ne ait olmayan bir ‘dış’ kaynağa aitti.
Asıl kaynağını belirlemek için titizlikle yapılan testlere, araçlardaki herhangi bir arızayı bulmak veya elemek için yapılan tüm çalışmalara rağmen WOW sinyali hâlâ bir sır olmaya devam ediyor.
4. UZAYIN KENDİSİNE ÖZGÜ KOKUSU VAR
Uzayın kokusu kolaylıkla ayırt edilebiliyor ve uzayda yürüyüş yapmış astronotlara göre bu koku, kurutulmuş biftek, sıcak çelik, kaynak yapılırken çıkan duman kokusu gibi kokuları hatırlatıyor.
Hatta bu koku, astronotların uzayda giydiği kıyafetlerine, araç gereçlerine siniyor, üsse dönen tüm astronotlar kasklarını çıkarır çıkarmaz aynı şeyi söylüyorlar, uzay kokuyor.
Eğitim amacıyla bu kokuyu yeniden yaratması, kokunun kaynağını bulması için NASA, kimyager Steven Pearce’i görevlendirdi.
Pearce, aşırı enerji seviyelerinde titreşen iyonlardan geldiğini düşünse de tuhaf kokunun gerçek nedeni hâlâ bir sır.
5. BAZI YILDIZLAR SOĞUKTUR
İçinde nükleer sentez sürecinin ateşlenmediği yıldızlar, dediğimiz soğuk; kahverengi cüce yıldızların varlığı teyit edilmiş olsa da son araştırmalar başka bir grup yıldızın ısısının insan vücudundan daha soğuk olduğunu buldu.
Yıldız hiçbir tür radyasyon yaymayacağı yerdeki noktaya kadar soğur ve bu da demektir ki, bulunması imkansızlaşır. Çünkü arama metodlarının tümüne görünmez hale gelir ve bu nedenle de bilinen kahverengi cüce yıldız sayısı çok azdır.
6. GÜNEŞ SARI DEĞİL, BEYAZDIR
Milyonlarca insanın inandığının aksine Güneş neredeyse saf beyaz rengindedir. Gözümüze sarı görünmesinin sebebi de atmosferin Güneşin yaydığı optik ışığı spektrumu ile etkileşim şeklidir. Atmosferin oluşumuna bağlı olarak ona ulaşan görülebilir ışık dağınıktır ve bu sebeple de gökyüzü mavidir.
Eğer Güneş’ten gelen mavi ve mor ışık, atmosferden dağılmadan geçseydi; Güneş gözümüze mavi veya mor görünürdü. Fakat kısa dalga mavi ve mor ışık dağıtıldığı ve atmosferin bilinen bazı bileşenleri tarafından emildiği için Güneş yerine gökyüzünü mavi görürüz.
Benzer bir şey daha uzun dalga boylu ışıklar örneğin sarı turuncu ve kırmızı atmosfer tarafından dağıtılması, Güneş’ten sadece sarı sadece kırmızı ve turuncu ışık görürüz. Böylece Güneş sarı görünür.
7. UZAY, HAMAMBÖCEKLERİNİN UZAMASINI SAĞLIYOR
Rus Novosti haber ajansından gelen haberlere göre, bir Rus uydusunda sıfır yerçekimli ve yüksek radyasyon seviyeli bir ortamda üretilmiş hamam böcekleri Dünya’daki kontrol grubuyla karşılaştırıldığında daha hızlı ve daha güçlü büyüdüler.
Sebebi tam olarak açıklanamıyor fakat benzer etkiler Çernobil faciasında da gözlendi. Aşırı radyasyon seviyesindeki bölgedeki solucanlar birden aşırı geliştiler. Hem çok hızlı büyüdüler hem de sonuç olarak çok iri solucanlar kapladı bu bölgeyi.
8. SANİYEDE 700 KERE DÖNEN YILDIZIMSI NESNE
Süpernova patlamalarında hayatları sona eren aşırı sıkıştırılmış yıldızların artığı, nötron yıldızlar, ‘Açısal Momentumun Korunumu Kanunu’nun (Conservation of Angular Momentum Law) bugune kadar keşfedilmiş en muazzam örnekleri!
Çünkü birçoğunun rotasyon oranı saniyede 600 devri geçiyor. Çok büyük bir yıldız patladığında geri kalan çekirdeğin çapı, onlarca kilometre (Bazen daha küçük olabilir) ve rotasyonun artışı o anki çapı ve orijinal çapı arasındaki fark oranında artış gösterir. Bir balerinin rotasyon hızının, parmak uçlarında dönerken, kollarını vücuduna yönlendirmesiyle artması örneğinde olduğu gibi.
9. UZAYDA ÇIĞLIĞINIZ DUYULMAZ
Uzay hemen hemen  emici bir boşluk olduğundan; kimse ne yıldızların patlamalarını duyabilir ne de başka bir ses… Ses dalgaları içinden yayılabilecekleri bir çevreye ihtiyaç duyarlar, ses bu nedenle suda atmosferde olduğundan daha çok yol alır.
Su, atmosferden daha yoğun olduğu için uzaydaki bazı bölgeler; özellikle galaksiler, arası kısımlar, mükemmel vakum görevi görür. Neyse ki astronotların kullandığı radyo dalgaları ses dalgalarının ihtiyaç duyduğu çevre olmadan da yayılabilir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir