Çeviren: Senem Eren
Bir grup fizikçi: “Güneş Sistemi’nin kenarında Güneş’in yörüngesinde bulunduğu düşünülen gizemli gezegen, ilkel bir kara delik olabilir.”
İlkel kara delikler yıldızların çökmesinden oluşmazlar. Onlar, evrenin oluşumunun eski kalıntılarıdır.
• Gama ışın patlamaları, bu ilkel kara deliğin var olup olmadığını anlamanın anahtarı olabilir.
Güneş Sistemi’mizin dış kısmında tuhaf şeyler oluyor. Çoğunluğu Kuiper Kuşağı’ndaki asteroitler ve kuyruklu yıldızlar olan birtakım büyük kayalık cisimler, Güneş Sistemi’ndeki çoğu yörüngeye dik şekilde, tuhaf bir yörüngede hızla ilerliyorlar.
“Onları muhtemelen bu yörüngede tutan bir şey var.” diyor Durham Üniversitesi’nden teorik fizikçi Jakub Scholtz Popular Mechanics’e yaptığı açıklamada. Bu şey bir kara delik olabilir.
Astronomlar, Güneş’in yörüngesinde Neptün ve Plüton’dan çok daha uzakta gizemli bir dokuzuncu gezegenin varlığını uzun zamandır düşünüyor. Mike Brown (Plüton’un sınıfını düşüren kişi) ve Konstantin Batygin 2016 yılında, Güneş Sistemi’nin dış kısımlarında gezegensel bir cismin varlığını ileri süren çığır açıcı makalelerini yayınlayarak bilim camiasında şaşkınlığa yol açtı.
Ancak yeni bir radikal teori, bunun bir gezegen olmayabileceğini ortaya koyuyor. Yeni bir çalışmaya göre bu cisim, bir avucunuza sığabilecek büyüklükte eski bir ilkel kara delik olabilir.
“İlkel kara delikler evrenin ilk zamanlarında oluşurlar”
Şikago’daki Illinois Üniversitesi’nden teorik fizikçi James Unwin Popular Mechanics’e yaptığı açıklamada şunları söylemiştir: “İlkel kara delikler tipik olarak evrenin ilk zamanlarında oluşurlar, çünkü tipik olarak maddenin ilk dağılımındaki aşırı yoğunluktan kaynaklanırlar.” Unwin ve Scholtz, yakın zamanda ön baskı arşivi arXiv’de yayınlanmış olan bu çalışmayı birlikte hazırlamıştır.
Şimdiye dek henüz sadece üç tür kara deliğe rastladık: yıldız kütlesinde kara delikler, orta kütlede kara delikler ve Astronomy’ye göre M87 galaksisinin merkezindeki gibi süper kütleli kara delikler. Son derece ufak kütleli birçok ilkel kara deliğin, büyük patlamadan kısa süre sonra buharlaştığı düşünülmektedir.
Doğrudan gözlemlenmiş olmasa da, Güneş Sistemi’nin kenarında bir şeyin var olduğuna dair kanıtlar güçlüdür. Kuiper Kuşağı nesnelerinin şaşırtıcı yörüngesel kaymalarının yanı sıra, bilim insanları, teorilerini açıklamaya yardımcı olmak üzere mikrolensing adlı bir olguya yönelmektedir.
Astronomlar bazen teleskoplarını, Samanyolu’nun ortasındaki gibi büyük yıldız kümelerine çevirmektedir. Bu yıldızların önünden geçen nesneler görüşümüzü çarpıtarak bunların parlamasına yol açabilir. “Eğer geçen nesne yeterince büyükse ve bu yıldızlardan birinin önünden yeterince yakın geçiyorsa, ışığı büküp yıldızın parlaklığını bir miktar değiştirir.” diyor Scholtz.
Kütlesi Dünya’dan büyük, Neptün kadardır!
Yıldızın önünden geçen kahverengi ve beyaz cüceler gibi diğer nesneler de parlaklıktaki bu ufak değişikliklere yol açabilir, dolayısıyla bunun sorumlusunu saptamak için bilim insanlarının parlamanın süresini analiz etmesi gerekmektedir. Scholtz bunun “çok düşük kütlesi bulunan nesnelere karşılık geldiğini” ifade etmektedir. Yani ilkel bir kara delik gibi…
Düzenli maddeden yapılmış bu gizemli gezegen gerçekten varsa, astronomlar bu gezegenin NASA’ya göre 300 ile 1000 AU arasındaki bir uzaklıkta Güneş etrafında dönmesinin 10.000 ila 20.000 Dünya yılı süreceğine inanmaktadır. Ayrıca kütlesi Dünya’nınkinden muhtemelen 5 ila 15 kat büyük olup boyutu yaklaşık Neptün kadardır.
Ancak bu gizemli nesne ilkel bir kara delikse, o zaman boyutu çok daha küçük olacaktır. Unwin ve Scholtz, kütlesi Dünya’nınkinden 5 kat büyük olan bu ilkel kara deliğin yarıçapının kabaca 5 santimetre kadar, yani bir portakalınki kadar olabileceğini ileri sürmektedir. Kütlesi Dünya’nınkinden 10 kat büyük olan ilkel bir kara delik ise hemen hemen bir bowling topu büyüklüğünde olacaktır.
Eğer bilim insanları haklıysa, bu boyutta ilkel bir kara deliğin saptanması büyük bir zorluk yaratabilir. Yine de ekip, Fermi Gama Işını Uzay Teleskobundan gelen son verileri derinlemesine incelemeyi hedeflemektedir. Varsayılan ilkel kara deliği çevreleyen karanlık madde ile karanlık anti-madde arasındaki etkileşimlerden kaynaklanan potansiyel gama ışını patlamalarını görmeyi ummaktadırlar.
Peki tüm bunların Dünya açısından anlamı nedir?
Kısaca, rahatınıza bakın. Bu durum bildiğimiz haliyle yaşam için bir tehdit değildir. Scholtz’un yaptığı açıklamaya göre “Kara delik bu mesafeden, yer çekimsel olarak bir gezegen gibi hareket edecektir. Yeryüzü açısından sıfır etkiye sahiptir.”
Bu durum hayatın en büyük gizemlerinden birini çözmeye de yardımcı olabilir. İlkel kara delikler, evrenin en gizemli parçacıklarından bazılarının oluşumuna tanıklık etmiştir. Örneğin Scholtz, teori hesaplamasına göre ilkel kara deliklerin, evren Higgs Bozonu fiziğine duyarlı olabilecek doğru sıcaklıktayken yaratılmış olabileceğini söylemektedir.
“Genel görelilik ile kuantum mekaniği arasındaki bağlantıyı anlamıyoruz. Minik bir kara delik gidip bunları düşünmek için mükemmel bir yer.” diyor Unwin. Eğer söz ettikleri bu kara delik varsa ve eğer burası ziyaret edebileceğimiz bir şeyse, bu durum evreni algılayışımızda devrim yaratabilir.
Kendi komşu ilkel kara deliğimiz bulunmasının bazı pratik faydaları da olabilir. “Çok sayıda problemli nükleer atığımız var ve bunları dökmek için burası iyi bir yer” diye takılıyor Unwin. (Hem Scholtz hem de Unwin, Dünya atmosferinin dışına nükleer atık atmanın kendi problemlerini ortaya çıkaracağını kabul ediyor.) “Çok iyi bir plan olmayabilir, ancak eğlenceli bir fikir” diyor Scholtz.
Sonuçta ikisi de, sadece açık bir fikirle görüşlerini ortaya koyuyorlar. “Bunun bir gezegen olduğunu söyleyip bunu bir gezegen gibi görerek, aslında bunu aramak için kullandığınız araçları kısıtlamış oluyorsunuz.” diyor Unwin.