Melikşah Altuntaş’ın sunduğu “Büro” programının ilk bölümünde Ezgi Mola, zorlayıcı sorular ve eğlenceli anlarla izleyicileri ekrana kilitledi. Ezgi Mola, duygusal anlar yaşarken, aksanlarıyla da büyük beğeni topladı.
Ancak Melikşah Altuntaş’ın yeni programına gösterilen ilgi ve yorumlar bir zamanlar dost oldukları Yönetmen Cem Özüduru’yu çok sinirlendirdi. Özduru öyle bir paylaşım yaptı ki ortalık karıştı. Özüduru’nun paylaşımına ise Melikşah Altuntaş çok sert bir yanıt verdi.
Cem Özduru, Melikşah Altuntaş’ı direkt hedef alıp Büro reklamını da alıntılayarak şunları söyledi: “Döneminin en vasıfsız, en derin cahil adamlarından biri, parazitsel bir içgüdüyle ünlücüklere yapışa yapışa en sonunda nurtopu gibi ünlü oldu. Bu ülkenin damarlarında akan kan tekelcilik, ahbap-çavuşluk, kankacılıktır. Okuduğunuz haberlerden çok farkı yok işte.”
GİRAY ALTINOK TEPKİ GÖSTERDİ
Özüduru’nun bu paylaşımı 1.7 milyondan fazla görüntülendi. Prens ile büyük bir hayran kitlesine ulaşan başarılı oyuncu Giray Altınok da Özüduru’ya tepki gösterdi. Melikşah Altuntaş’u uzun düredir tanıdığını söyleyen Altınok şut ifadeleri kullandı: “Melikşah’ı yıllardır tanırım. Ta BBB’de editörümuzdü. Sinema birikimi, kendine has mizahı, üretkenliğiyle tanıdığım en donanımlı insanlardandır. Tatlılığını, arkadaşlığını saymıyorum bile. Demem o ki hakkında hiçbirşey bilmediğimiz insanlar hakkında atıp tuta tuta delirdiniz.”
MELİKŞAH ALTUNTAŞ AÇTI AĞZINI YUMDU GÖZÜNÜ
“Cevap vermeyeyim diyorum, oturup kalkmışlığımız var” diyen Melikşah Altuntaş “Ne olursa olsun kalp kırıcı bir şey yapmayayım dedikçe üç beş ay bekleyip yeni bir şey yazıyor, nasıl gtü yanmışsa. Buna kendi ağzından yazmak en anlaşılırı olacak sanırım…” diyerek şunları yazdı:
“BİTMEYEN EZİKLİK…”
Bu adamın aşağılık kompleksi ve bitmek bilmeyen ezikliğini, belli aralıklarla hakkımda attığı tweet’lerle daha da afişe etmesi gerçekten çok hüzünlü. Can Evrenol’un kıçında gezdiği dönemlerde kendi kendine oturup portremi filan çizip doğum günü hediyesi olarak bana yollayan o dönem sinema bilgimi, hayata bakışımı filan öven adam yıllardır tırmalamasına rağmen hak ettiğini düşündüğü ama bir türlü kazanamadığı ilgiyi, şimdi de hakkımdaki ilk akla gelen klişeleri sıralayıp etkileşim toplamaya çalışarak filan yapıyor herhalde.
“HASTALIKLI DÜŞÜNCE YAPISI”
Bağ kuramıyorum maalesef bu kadar hastalıklı bir düşünce yapısıyla. Anlayamıyorum da çünkü bir türlü hakkında onay alamadığı yeteneğini (!) yazar ve yönetmen olarak gösterebilmek adına çabalarken kendisine sunulan ilk tekliflere atlayan bu adamın herhangi bir ideolojik ya da vicdani değer taşıdığını da düşünmüyorum. Beni ahbap çavuşlukla suçlayan adam, yanaştığı reklam prodüktörleri sayesinde Tamer Karadağlı başrollü militarist diziler çekip oradan devşirdiği kredilerle kötü kötü fikirlerini hayata geçirdiği berbat projeleriyle de aradığı ilgiyi bulamamış biri. Önüme düşen görsellerden anladığım kadarıyla şimdi de ana yarışmasına bile giremediği festivallerin direktörleriyle arkadaşlık kurmaya çalışarak şansını zorlamaya devam ediyor.
“ANCAK GURUR DUYARIM”
Barda gibi filmlerin ilkinden bile maşist devam filmlerinde, kaleme aldığı şiddet pornosunu -ülkede kadına karşı şiddet konusunda içinden geçtiğimiz böyle bir dönemde- kadından yana bir tavır kılıfına sokarak kakalamaya kalkan birinin benimle ilgili fikirleri maksimum bunlar olabilir zaten. Vasfı, entelektüel birikimi filan bu adamın belirlediği yerde haneme negatif yazılmasından ancak gurur duyarım.
“GERÇEĞİN NE OLDUĞUNU BİLİYORSUN”
Etrafımızda gezdiğin dönemden gayet iyi biliyorsun hangi birikime sahip olduğumu, on yıllarca hangi dergilerde yazılar yazdığımı, hangi projelerde çalıştığımı, o dönem alkış tuttuğun, bir parçası olmaya çalıştığın şeylerdi bunlar. Şimdi hakkımda hiçbir bilgiye dayanmayan klişelere sırtını yaslayıp burada etkileşim kasman benimle ilgili gerçekleri değiştirmez. Çünkü gerçeğin ne olduğunu sen gayet iyi biliyorsun.
“BU ÜLKEDE DAHA ÖNEMLİ ŞEYLER VAR”
Beni sevmeyen sevmesin, isteyen hakkımda istediğini düşünsün, bu ülkede bundan daha önemli dertler olduğu için zaten bunlardan kaçmaya çalıştığım zamanımı kendimi ve başka insanları mutlu etmeye, eğlendirmeye, sevdiğim, okuduğum, izlediğim şeyleri filan anlatarak mutlu olmaya çalışan biriyim ben. Dışarıdan nasıl göründüğü de birine zarar vermediği sürece umrumda bile değil. Ezik gibi kudurmaktan, olmadığım şeyin intikamını fikir beyan ediyormuş gibi yapıp başkasından çıkarmaya çalışmaktan daha sağlıklı bir yol bence.
Bu adamın yazdıklarının altına üşüşüp bana olan bomboş nefretini kusanları da anlıyorum. Ama zihninizde oluşan adaletsizlik duygusunu ben yaratmadım. Yıllardır çalıştığım sektörde arkadaşlarım oldu ve onlarla bir arada ve mutluyum diye özür mü dileyeyim?
Bu kadar dayanamıyorsanız engelleyip geçin. Bilet alıp oyunuma, gösterime gelmezsiniz, sosyal medya hesaplarıma girmezsiniz olur biter. Hâlâ olmuyorsa, o zaman da tahammül edemediğiniz şeyin gerçekte ne olduğuna bakmanızı öneririm.