Vergi oranı üst sınırı yüzde 15 olana dek her Çarşamba sürekli eylem gerçekleştiren Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Merkezi çalışanları eylemin 21. Haftasında yine bir araya geldi. Birlik ve Dayanışma Sendikası 1 No’lu Şube Başkanı Dr. Ahmet Tabduk Mehlepçi tarafından yapılan ortak basın açıklamasında, sağlıkta şiddetin politik bir tercih olduğu ülkemizde her gün sağlık çalışanlarına yönelik bir şiddet haberi geldiğine işaret edildi. Açıklamada “Bunun sorumlusu bu sistemi kurgulayan ve angaryaları hekimlere dayatan sağlık bakanlığı ile kışkırtılmış sağlık talebinden oy devşiren iktidardır” denildi.
Tam 21 haftadır vergide adalet talebiyle bir araya gelen ve geçinemediklerini hükümete anlatmaya çalışan sağlık çalışanları bu hafta Muğla’da gelen şiddet haberinin de üzüntüsünü yaşadı. Dinmeyen şiddet yüzünden, can kurtarmak ve tedavi etmek için canla başla çalışan sağlık çalışanlarının tehdit altında işini yapmaya çalıştığı anlatılan basın açıklamasında, “Muğla’dan gelen acı çığlıkla, kızgınız, üzgünüz, öfkeliyiz” denildi.
SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM DEĞİL, ÖLÜŞÜM
Bu şiddetin artık sona ermesi istenen açıklamada, sağlıkta şiddetin politik bir tercih olması nedeniyle engellenmediği belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Dr. Hürkal Tezvar arkadaşımız Ortakent Aile Sağlığı Merkezi’nde bir hasta ve yakını tarafından şiddete maruz kalarak arrest olmuş ve şu anda yoğun bakımda yaşam mücadelesi vermektedir. Bunun tek suçlusu 30 yıldır süren sağlıkta piyasalaşma ve sağlığın ticari bir meta, hastanın müşteri olarak görüldüğü, sağlık dönüşümü dedikleri gerçekte sağlıkta ölüşüm sistemidir.
3 dakikada bir randevu ile hasta bakmaya zorlanan kamu hastanesi hekimleri, 4000 nüfusu olmasına rağmen bir o kadar da misafir hastaya bakmaya zorlanan tatil yöresi aile hekimleri şiddete maruz kalıyorsa; bunun sorumlusu bu sistemi kurgulayan ve angaryaları hekimlere dayatan sağlık bakanlığı ile kışkırtılmış sağlık talebinden oy devşiren iktidardır.
SAĞLIK ÇALIŞANLARI AŞAĞILANDI
Sayın Bakan göreve başlar başlamaz “Birinci önceliğimiz hasta memnuniyetidir” şeklinde bilinçli bir beyanda bulunmuştur. Biz zaten değişen bir şey olmayacağını İstanbul’dan biliyoruz. Bakış açısı bu olan yönetimin hekim ve sağlık çalışanlarını memnuniyet aracı olarak gördüğü ve hizmet talep edenler karşısında değersizleştirdiği, aşağıladığı aşikardır. Hastalar memnun edilebilir müşteri zihniyeti yerine; nitelikli sağlık hizmeti alan vatandaşlar olduğu zaman belki sağlıkta şiddet bir tercih olmaktan çıkacaktır. Sağlık çalışanlarının sizin politik ikballeriniz uğruna kurban olmasına alışmayacağız. Sessiz kalmayacağız. İzin vermeyeceğiz…”