İddiaların odağında, İmamoğlu’nun 1990 yılında başvurusuyla ilan edilen şartları sağlayarak İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş yapması yer alıyor. Ceza hukukçusu Prof. Dr. Adem Sözüer, İmamoğlu’nun şartları eksiksiz yerine getirdiğini, derslere devam edip sınavları başarıyla geçtiğini, diplomasını ve yüksek lisansını alarak hukuka uygun bir şekilde üniversite hayatını sürdürdüğünü belirtti. Sözüer, “Hukuka aykırı davranışı olmayan bir insanla ilgili nasıl oluyor da bir soruşturma açılıyor?” ifadeleriyle iddiaları çürüttü.
Avukat Pehlivan’dan Detaylı Açıklamalar
İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan, yapılan değerlendirmelerde özel bir ayrıcalık tanınmadığını ve 51 kişinin benzer şartları sağlayarak aynı süreci geçirdiğini aktardı. Pehlivan, İmamoğlu’nun 2 Ekim 1990 tarihinde İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’ne kaydını yaptırarak ikinci sınıfa başladığını ve okul hayatının tüm belgelerle kanıtlandığını ifade etti. Ayrıca, “diploması sahte” iddialarının ilk başta gündeme gelmesine rağmen, geçişin usulsüz iddialarına evrildiğini belirtti.
Geriye Yürümezlik İlkesi ve Hukuki Dayanak
Pehlivan, yatay geçiş işlemlerinin, geçişin yapıldığı tarihte yürürlükte olan mevzuata göre incelendiğini ve bu durumun evrensel nitelikteki “geriye yürümezlik ilkesi”ne uygun olduğunu vurguladı. İmamoğlu’nun yatay geçiş müracaatının Ağustos 1990’da yapıldığını, YÖK’ün eleştirilen kararından 1,5 yıl önce gerçekleştiğini sözlerine ekledi. Mevzuatta yatay geçiş için tanıma ve denklik şartı getirilmediğini belirterek, iddiaların hukuki dayanağının bulunmadığını ifade etti.
Yorumlar kapalı.