Suriye’de ve Irak’ın kuzeyinde terör örgütünün barınma alanlarında 13 yıl boyunca silahlı faaliyetlerde bulunan ve TSK’nın Afrin’e düzenlediği Zeytin Dalı operasyonunda da güvenlik güçlerine karşı saldırılarda yer aldığı belirlenen terörist T.G, güvenlik güçlerine teslim oldu. Hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açılan teröristin harita ve uydu üzerinden gösterdiği Suriye ve Irak’taki barınma alanlarının koordinatları tek tek belirlenerek imha edildi. Terörist TSK’nın Zeytin Dalı Harekatı’nı başlatmasıyla birlikte Rusların bölgeye paraşütlerle sandıklar dolusu silah indirdiğini ve bu silahların kamyonlara yüklenerek PKK-YPG’li teröristlere teslim edildiğini söyledi.
KAMP YERLERİNİ ANLATTI
Irak’ın kuzeyindeki Gara Dağı’ndan kaçarak Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’ne bağlı KDP peşmergeleri aracılığıyla Habur Sınır Kapısı’nda güvenlik güçlerine teslim olan Bawer kod adlı terörist T.G, önemli itiraflarda bulundu. Afrin’e 2018 yılında düzenlenen Zeytin Dalı harekâtında da güvenlik güçlerine karşı saldırılarda yer aldığı belirlenen terörist tutuklandı. Hakkında “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak” suçundan ömür boyu hapis istemiyle dava açılan itirafçı terörist uydu ve harita üzerinden Suriye’de yönetici teröristlerin kaldıkları ev ve binalar ile Irak’taki barınma alanları, kamp yerlerini tek tek deşifre etti. Bu bölgelere düzenlenen hava harekâtlarında çok sayıda hedef ve terörist imha edildi. Teröristin itirafları şöyle:
‘SURİYE’DEKİ YAPILANMAYI KARAYILAN KURDU’
Irak’taki Hakurk ve Hinere Kamplarında sabotaj üzerine branş eğitimi aldım. Türkiye sınır hattındaki Şemdinli-Gerdiya bölgesinde keşif ve gözetleme yapıyordum. Bölgede karakol ve baraj inşaatı sürdüren iş makinelerine sabotaj eylemleri yapıyorduk. İran’ın Urmiye kenti ile Hakkâri Yüksekova arasındaki Şehidan bölgesinde gümrük noktası kurup kaçakçılık yapan köylülerden vergi adı altında haraç topluyorduk. Bu bölgenin sorumlusu Bager Türk kod adlı aslen Karadenizli biriydi.
– Sonra Suriye Haseki’ye saha komutanı oldu. Suriye’de iç savaş başladıktan hemen sonra Murat Karayılan benim de bulunduğum Irak’taki Gara Dağına geldi. Bizlerle toplantı yaparak Suriye’de Arap baharıyla birlikte kritik bir süreç başladığını bizlerin de destek için oraya takviye edilmemiz gerektiğini söyledi. 25 kişilik grupla Suriye’nin El Malikiye kasabasına geçiş yaptık. Sonra Afrin bölgesine geçiş yaparak buradaki yerel silahlı milislerden Anti Terör Birimi oluşturduk, bunlara özel eğitimler verdim.
‘ZEYTİN DALI’NDA RUSLAR DESTEK VERDİ’
– Bende kan pıhtılaşması rahatsızlığı oluştu. Sürekli kan vermem gerekiyordu. Suriye’de her gün ölüm korkusuyla yaşarken üst düzey yöneticilerin buradaki villalarda kadınlarla zevk içinde yaşadıklarını görünce yaşadığım çelişki beni örgütten kopardı. Alt kadrolar ile yöneticilerin yaşam tarzı birbirine uymuyordu. Afrin’de örgütün kurduğu Askerlik Şubelerinin Komutanlığına görevlendirdim. Görevim gençlerin zorunlu askerliğe çağrılması için onlara tebliğ yapmaktı.
– TSK’nın Afrin’e Zeytin Dalı harekâtı başlayınca Mahmut Reş kod adlı yönetici beni çağırdı ve ÖSO ile TSK’nın Halep-Afrin yolunu tutması halinde içeride mahsur kalıp ölebileceğimizi söyledi. Ben de yanıma 30 kişilik grup alarak harekât bitene kadar bu yolun güvenliğini sağlarken Rus askerlerinin kamyonetlerle Afrin girişindeki Kıştahar Köyündeki noktalara cephane taşıdıklarını gördüm. Gece karanlık çökünce YPG’li teröristler bu cephaneleri alıp TSK’ya karşı kullanıyordu.
– Suriye’de Komandos adı altında silahlı bir yapılanma oluşturuldu. Bunlar daha çok Suriye’nin yerel güçleridir. Ama PKK-YPG bünyesindedir. Eğitimleri ve aylık maaşları Amerikan askerleri tarafından karşılanmaktadır. Rus askerlerinin kargo uçakları ile Afrin çevresine YPG’lilerin kullanması için paraşütlerle cephane indirip bıraktıklarına çok kez şahit oldum. Amerikan askerlerinin Komandos güçlerine askeri eğitim, M16 silah ve aylık maaş verdiğini biliyorum. Amerikan askerleri Suriye’deki YPG terör örgütüne pikap ve zırhlı araç vermektedir.
UYUŞTURUCU BARONU AİLELERİ HALEP’E TAŞIDIK
Teröristin itirafları şöyle sürdü:
– Afrin’de harekat boyunca giriş-çıkışları yasakladığımız halde bazı zengin aileleri terör örgütü güvenli bir şekilde Halep’e taşıdı. Bu aileler oranın büyük uyuşturucu baronları olup örgüte aylık düzenli ödeme yapmaktadırlar. Afrin TSK’nın kontrolüne geçince bütün YPG güçleri Şehba bölgesine kaçtı. Kamışlı bölgesinden farklı bölgelere ihtiyaçlarımızı karşılamak için gönderilen paralar Suriye rejim güçlerinin kontrolünde oluyordu. Eyalet sorumlusu bana uzun zamandan beri Suriye’de olduğum için psikolojimin bozulduğunu ve Irak’a geri gönderilirsem hastalığıma da iyi geleceğini söyledi.
-Ben de Irak’tan kaçmanın daha kolay olacağını düşünerek kabul ettim. Haseki’de Esad rejiminin geçmiş yıllarda banka olarak kullandığı şu anda örgütün kullandığı binaya götürüldüm. Burada peşmergenin Semalka Sınır Kapısını tuttuğunu, toplu geçişlerin dikkat çekeceği için küçük gruplar halinde geçmemiz istendi. Bana Suriyeli kimliği çıkarıp bilgileri ezberlememi peşmergenin sorması halinde PYD çalışanı olup Süleymaniye’ye gitmek istediğimi söylediler.
‘KAÇIP PEŞMERGEYE SIĞINDIM’
– Kapıda peşmerge bizi tuttu. 1 ay Süleymaniye’de kalma izni verdikten sonra Irak’a geçtik. Yanımdaki grupta Türkiye’de silahlı faaliyet yürütmek için benimle Irak’ın Duhok kenti yakınlarındaki Gara Dağına ulaştık. Buradan kaçarak .bir köye sığındım ve köylüler beni peşmergelere teslim etti, onlar da Türkiye’ye iade ettiler.”
‘PETROLÜ ÖRGÜT REJİME SATIYOR’
PKK’ya Türkiye’den katılımın yok denecek kadar azaldığını, örgütün bu nedenle Avrupa’dan eleman devşirme faaliyetlerine yoğunlaştığını belirten terörist T.G., şöyle devam etti:
– Avrupa’dan katılımlar Irak’ın Süleymaniye kentine oluyor. Buradan da Kandil başta olmak üzere farklı alanlara kaydırılıyor. Suriye’den de çocuk yaşta olanlar silâh altına alınıyor. Örgütün en büyük gelir kaynağı İran-Irak-Türkiye sınırında insan ve uyuşturucu kaçakçılığıdır. Suriye’nin kuzeyinde ise petrol kuyularından çıkardıkları petrolü Suriye rejimine satmaktadırlar. Örgüt ile rejim arasında petrol ticareti algısı oluşmasın ve Türkiye’nin tepkisini çekmesin diye örgüt bu petrolü Suriye’nin ileri gelen zengin ailelerine satıyor, onlar da rejim güçlerine satıyor.
– Bu işi yapan aile Rakka’lı Arap Katırcı aşireti ailesidir. Örgüt ayrıca buğday, pamuk, arpa gibi tahıl ürünlerini ekip satışını yapıyor. Kaçakçılık yapanlardan da sigara, çay, şeker vergisi adıyla haraç topluyor. Türkiye’deki operasyonlarda örgüt çok ağır kayıplar verdiği için teröristler sayıca azaldığı için eylem yapamamaktadır. Irak’taki üst yönetimleri ilişkileri kopuktur. Bağlantı sağladıkları taktirde hemen operasyon oluyor ve öldürülüyorlar.