Televizyondan, sosyal medyadan ya da konu komşudan duyduklarını dikkate alıyorlar.
Bitkilerle şifa bulmak isterken organlarını kaybediyorlar, hayatlarını tehlikeye atıyorlar.
Doktorlar son dönemde bitkilerle şifa bulmak isterken sağlığını kaybeden hastalarla daha sık karşılaşıyor..
Nefroloji uzmanı Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever, “Çınar yapraklarını kaynatıp suyunu içen, ondan sonra akut böbrek yetersizliğine giren ve diyalize almak zorunda kaldığımız hastayı biliyorum. ‘Bu komşuma iyi gelmiş, şu yaprağı alıp kaynatayım’ veya ‘Bu bitki kökünü çayıma atayım nasılsa bitkidir yan etkisi yoktur’ gibi bir kavram kesinlikle geçerli değil, böyle bir şeye hiçbir şekilde teşebbüs edilmemesi lazım.” diyerek uyarıda bulundu.
Bazı hastalarsa doktorların verdiği ilaçları kullanmayı reddediyor.
Kardiyoloji uzmanı Dr. Hüseyin Deniz Kılıç, “Mesela hastanın yüksek tansiyon problemi var ilaç kullanması lazım fakat sosyal medyadaki bir takım söylemler nedeniyle hastalar ilaç kullanmama yönünde bir eğilim içine girdiler ve bu bir kardiyolog olarak beni ciddi şekilde rahatsız ediyor.” dedi.
Türkiye’de her 100 kişiden 15’inde ise kronik böbrek hastalığı var.
65 yaş üstünde kalp hastalığı görülme oranı yüzde 28.
Türk Kalp Vakfı ve Türk Böbrek Vakfı, bu hastalıklarla mücadele için koruyucu sağlık hizmetini ön plana çıkaracak bir işbirliği hazırlığında.
Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever, “Bu iki organ birbiriyle çok yakın ilişkide üstelik ikisi için de aynı ortak faktörler risk oluşturuyor. Defaatle bahsettik; diyabet, hipertansiyon, tuz kullanımı, sedanter hayat, kolesterol yüksekliği vs. bu nedenle biz genel sağlımızı koruyacak bilinen önlemleri uygularsak her iki organımızı koruruz.” açıklamasında bulundu.
Türkiye’de ölümlerin yüzde 40’ı kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanıyor.