İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Gaziosmanpaşa Kültür Merkezi ve Cemevi’nde gerçekleştirilen lokma paylaşımı öncesinde bir konuşma yaptı.
İmamoğlu şöyle konuştu:
-Barış ve kardeşlik içerisinde yaşamak adına, yüzyıllardır derin bir mücadelenin içindeyiz. Bu kardeşliği dönem dönem sıkıntıya uğratmak isteyenler, bozmak isteyenler olabilir. Geçmişte olmuştur, gelecekte de olacaktır.
-Ve özellikle farklı inançlar, farklı kimlikler üzerinden insanlarımızı birbirine düşüren ya da birbirine kötü gözle bakmasını sağlama gayreti içerisinde olan insanlar ortaya çıkmıştır.
-Ama biz şunu söylüyoruz her yerde: Aynen aşurede olduğu gibi, bu toplumun mayasında bir arada yaşamak, hoşgörü içinde yaşamak, birbirini sevmek, birbirine iyi gözle bakmak, komşuluk yapmak, ticaret yapmak, yaşamın içinde olmak gibi kavramlarımız var. Bunlara sığınacağız.
-Tabii bu dayanışma ve paylaşma duygusu içerisinde, özellikle her cana, her yaşayana kıymet vermek gibi geleneklerimiz, göreneklerimiz, adetlerimiz var.
-Bizim kültürümüz her zaman bu güzel duyguları, bu güzel ilişkileri birbirimize öğütler. Birbirimize bu öğütlerle baktığımızda milletçe, toplum olarak çok az hata yaparız.
“KERBELA’YI UNUTMAYACAĞIZ”
“Bu güzel öğütleri dinlemeyenlerin, hatta dinimizin ‘Öldürmeyin’ emrine bile uymayanları tarih boyunca yaşadık, gördük” diyen İmamoğlu, şöyle konuştu:
-Özellikle bütün bu tavsiyelere inancımızın iyi dileklerine, iyi emirlerine rağmen, zalim olmayı tercih edenleri ve Kerbela’yı asla unutmayacağız.
-Bu zalimliği bileceğiz. Bu katliamları bileceğiz. Bileceğiz ama aynı zamanda o yaşananlardan da derin bir ibret alacağız. İbret alacağız ve hep birlikte yaşamanın, mutluluğun, huzurun, barışın, dayanışmanın mücadelecisi ve neferleri olacağız. Bunu başardık. Başarmaya da devam edeceğiz.
-Tabii zalimlerin karşısında dimdik olmak, kararlı olmak, onlara fırsat vermemek, asla vazgeçmemek, kötü dil kullananları, kötülük yapanları değil, iyilik peşinde koşanlardan olmayı tercih edeceğiz.
“KERBELA, İSLAM TARİHİNİN EN ACI ANLARINDAN BİRİ”
-İslam tarihinin, inancımızın en acı anlarından birisi. Bunun hayatımıza derin etkileri olmuştur.
-Özellikle Alevi vatandaşlarımızın, bu yaşanan tarihin en acı anlarından birisinden çıkarttığı o dünyanın en güzel duygusunu, hep büyük bir saygıyla karşılarım. Nedir o? Bütün bu kötülüğe rağmen; barış için, huzur için, özgürlük için, eşitlik için, dayanışma için en ön safta mücadele eden Alevi vatandaşlarımızın bu toprakların ve bu toplumun en temel taşlarından birisi olmasını, her zaman örnek bir biçimde anlatırım, yaşarım, duygulanırım ve saygıyla eğilirim önünde.
-Hepinizin huzurunda Hazreti Hüseyin’i, Kerbela’daki bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Her zaman barışın, huzurun, iyiliğin, özgürlüğün mücadelesini hep birlikte vermenin ne kadar kutsal ve ne kadar önemli bir duygu olduğunu tekrar burada hatırlıyoruz.
“İSTANBUL’DAKİ HER İBADETHANEYE EŞİT YAKLAŞIYORUZ”
İBB olarak, İstanbul’da yaşayan her inanç kesimin insanlarla konuşarak, onların ihtiyaçları doğrultusunda hizmet etmeye çalıştıklarına vurgu yapan İmamoğlu, bu kapsamda oluşturdukları “İnanç Masası”nın çalışma biçiminden örnekler verdi. Bu anlamda her ibadethaneye eşit yaklaştıklarını ve cemevlerinin de bu kapsamda olduğuna dikkat çekti.
Cemevlerinin bu topraklarda yüzyıllardır ibadethane şeklinde kullanıldığını herkesin bildiğini belirten İmamoğlu, şöyle konuştu:
-Bu ihtiyacı ve cemevlerinin ibadethane olmasını tartışmaya açan ya da bu yönde gayret eden herkesi üzüntüyle takip ediyorum. Bunun asla bir yeri yoktur. İnancın sahibi olan insanlar ne şekilde, nasıl ibadet edeceklerini kendileri bilirler ve tarihler boyu bunu yaşatırlar.
-Bu bağlamda bizim için net olarak Alevi vatandaşlarımızın ibadethanesi olan cemevlerimizi bu yönüyle değerlendiren ve ihtiyaçlarını tespit eden, onlara katkı sunan bir kamu yöneticisi olmayı özenli bir şekilde yürütüyoruz. Bu işi kıvançla yapıyoruz.
-Ve yaparken de diyoruz ki: Bu bir siyasi hizmet değil. Bu, vatandaşımıza bir lütuf da değil. Bu, kamunun vatandaşına olan borcunu yerine getirmesidir. Ve dünyada laik toplumlarda, laik ülkelerde bu derinlemesine gözetilir ve mutlaka bu sorumluluk yerine getirilir.
-Sadece bu topraklarda, İslam adına ya da işte mezhepler üzerinden, Sünnilik, Alevilik üzerinden de değil, farklı inançlara da aynı sorumluluğu taşırız.
-Yani bu şehirde yaşayan, -sayısının ne olduğunun hiçbir önemi yoktur- Hristiyan’ı, Musevi’si… Bütün inançlara eşit mesafede olduğumuzu ve onlara da inançları ynünde katkı sunduğumuzu da belirtmek isterim.
“ALLAH BİZİ, MİLLETİMİZİ, BÜTÜN ZALİMLERİN ZULMÜNDEN KORUSUN”
“Muharrem ayında tutulan oruçların kabul olmasını diliyorum” diyen İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
-Allah bizi, milletimizi, bütün zalimlerin zulmünden korusun. Bütün ailelerimizin geleceği güzel olsun.
-Herkesin kalbine iyilik, güzellik, ferahlık nasip etsin. Kötü düşünceden her bireyin, bu güzel çocuklarımızın her birinin uzak olmasını diliyor, aşuremizin hayırlara vesile olmasını istiyor, hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.”
Konuşmaların ve Mustafa Yıldırım Dede’nin verdiği duanın ardından ilk aşure lokmasını vatandaşlara, İmamoğlu dağıttı.