Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Gölbaşı’ndaki Polis Akademisi mezuniyet töreninde; “Türkiye’ye ve Türk ekonomisine katkı sağlayan herkese kapımız açıktır. Suça karışanlar, toplumun huzurunu bozanlar ile illegal olarak ülkemizde bulunanlar ise sınır dışı ediliyor. Son 2 ayda 36 bin düzensiz göçmen yakalandı. Bunların 16 bini sınır dışı edildi. Kalanların işlemleri devam ediyor. İnşallah bu meseleyi kültürümüze, inancımıza, hukuka ve hakkaniyete uygun bir şekilde hal yoluna koyacağız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da Gölbaşı Polis Akademisi’nde, Polis Meslek Yüksekokulları mezuniyet törenine katıldı.
“BİRKAÇ MÜNFERİT HADİSE DIŞINDA DEPREMDE SÜREÇ SUHULETLE YÖNETİLMİŞTİR”
Erdoğan burada şöyle konuştu:
* “Bugün bünyesine katılan 2 bin 89 yeni polis memurumuzla birlikte emniyet teşkilatımız daha da güçlenecektir. Rabbim sizleri her türlü kazadan, beladan, saldırıdan muhafaza buyursun diyorum. Bu vesileyle ülkemizin dört bir köşesinde, 81 vilayetimizin tamamında asayişi, güvenliği ve huzuru sağlamak amacıyla gece gündüz demeden fedakârca görev yapan tüm polislerimize teşekkür ediyorum.
* Kendimizi huzur ve güvenli hissediyorsak bunun arkasında tüm birimleri ve kademeleriyle emniyet teşkilatımızın emeğinin yer aldığını çok iyi biliyoruz. Polislerimiz sorumluluğu ağır bir mesleği şanla, şerefle yaparak insanın en başta gelen ihtiyacı olan güvenlik talebini karşılıyor. Sizler ifa ettiğiniz ve edeceğiniz görevlerle aynı zamanda devletimizin bekasının, milletimizin esenliğinin, toplumsal barışın da teminatıdır.
* Ekonomide elde ettiğimiz başarıların, ticarette yakaladığımız ivmenin, turizmde ardı ardına gelen güzel haberlerin, terör örgütlerine karşı verdiğimiz başarılı mücadelenin, hasılı, asayiş ile birlikte diğer alanlarda sağladığımız kazanımların baş aktörlerden biri mensubu olduğunuz emniyet teşkilatımızdır. Güvenlik güçlerimizin hayatımızda ne kadar kritik bir rol oynadığını 6 Şubat depremlerinde bir kez daha gördük. Asrın felaketi olarak nitelenen depremler sonrasında emniyet birimlerimiz süratle harekete geçti.
* Depremin 11 ilimizi ve 14 milyon insanımızı etkilediği dikkate alındığında birkaç münferit hadise dışında süreç suhuletle yönetilmiştir. Dünyanın diğer ülkeleriyle karşılaştırıldığında afet sonrasında güvenlik hizmetlerinin sağlanmasında Türkiye başarılı bir imtihan vermiştir. Bu vesileyle, depremde yıkıntıların altında kalarak hayatını kaybeden 216 emniyet mensubumuzu rahmetle yad ediyoruz.
* 14 Mayıs ve 28 seçimleri dönemindeki özverili çalışmaları dolayısıyla tüm emniyet güçlerimizi tebrik ediyorum. Türkiye, depremden sadece 3 ay sonra üst üste iki seçimini demokrasisine yakışır bir olgunlukla, yüzde 90’ları bulan rekor bir katılım oranıyla hamdolsun, hiçbir sorun, sıkıntı yaşamadan başarıyla yapmıştır.
“SADECE GÖLBAŞI’NDA 51 KAHRAMANIMIZ ŞEHİT EDİLDİ”
* Üstünden değil 7 yıl, 70 yıl da geçse 15 Temmuz’u unutmayacağımızı tüm dünyaya bir kez daha ilan ettik. Bilhassa, Özel Harekât Başkanlığı ve Havacılık Dairesi Başkanlığı’na yönelik yapılan kalleşliği hiçbir zaman unutmayacağız. Şehitlerimizin aziz hatıralarına daima sahip çıkacağız. 15 Temmuz gecesi 253 vatan evladını şehit verdik. Şehitlerimiz arasında 63 polisimiz bulunuyordu. Sadece Gölbaşı’nda 51 kahramanımız şehit edildi.
* Siyasi hesaplarla masum ilan ettiğiniz FETÖ’cü mankurtların Türk milletine yaşattığı acıları gelin burada kendi gözlerinizle görün. Terörü öven gazeteci kılıklı tetikçilere ve 6-8 Ekim olaylarının faillerine gösterdiğiniz vefanın binde birini gelin vatanımız için toprağa düşen kahramanlara da gösterin. Milletimiz şu gerçeğin farkındadır: O geceyi bizzat yaşamasa dahi FETÖ’cü hainlerin işlediği cürümlere şahit olan birinin FETÖ’ye müsamahakâr davranması mümkün değildir. FETÖ ile mücadelede oluşacak en küçük zafiyetin bize neye mal olacağını hemen yanımızdaki gazi mekânda görebiliyoruz.
* 15 Temmuz darbe teşebbüsünü boşa çıkarmamızı, 17-25 Aralık girişimi sonunda aldığımız önlemlere borçluyuz. Şayet, o dönem Polis Akademisi’ni yeniden yapılandırmamış, hassas birimlerde tasfiyelere gitmemiş olsaydık daha büyük bedel ödemek zorunda kalırdık.
“41 BİN EMNİYET MENSUBUNUN KURUMLA İLİŞİĞİ KESİLDİ”
* Darbe girişiminden bugüne toplam 41 bin emniyet mensubunun kurumla ilişiği kesildi. Teşkilatımızı güçlendirmek için 31 bin çarşı ve mahalle bekçisi aldık. Komiser yardımcısı, polis memuru ve sivil personel olarak ise toplam 128 bin personel alımı gerçekleştirildi. Böylece, farklı unvanlarda toplam 158 bin 682 personel alımı yaparak emniyet teşkilatımızın eksikliklerini fazlasıyla giderdik. Halihazırda 340 bin emniyet personelimiz görev yapıyor.
* Örgütü sadece sınırlarımızı içerisinde değil, Irak ve Suriye sahasında da başını kaldıramaz hâle getirdik. Terörü kaynağında kurutma stratejimiz çerçevesinde nerede bir terör kümelenmesi varsa hemen yok ediyoruz. Döktükleri şehit kanların ve vatandaşlarımıza yaşattıkları acıların bedelini bölücü örgüt mensuplarına misliyle ödetiyoruz. Polis memurumuz Fethi Sekin’in, diplomatımız Osman Köse’nin ve daha nice kahramanımızın şehadetinde parmağı olan hepsine alçaklıklarının hesabını tek tek sorduk, soruyoruz ve soracağız.
“SURİYE VE IRAK’TA TERÖR SALDIRILARI DEVAM ETTİKÇE SIĞINMACILARIN DÖNMESİ DAHA FAZLA VAKİT ALACAKTIR”
* Eğer dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacaksak, turizmde yıllık 100 milyar dolara ulaşmayı hedefliyorsak, küresel sistemde söz sahibi bir ülke olmayı istiyorsak terör sorununu çözmemiz şarttır. Aynı şekilde Türkiye’de belli çevrelerin özellikle seçim döneminde istismar ettiği göçmen meselesinin çözüme kavuşturulmasının yolu da terör örgütleriyle başarılı mücadeleden geçmektedir. Kardeşlerim, şunu unutmayın, Suriye’de ölümden kaçarak bizlere sığınan, bizi ensar olarak gören bu kardeşlerimize, ne yazık ki ülkemizde ana muhalefetin yaklaşımı insani bir yaklaşım değildir, İslami bir yaklaşım hiç değildir.
* Suriye ve Irak’ta terör saldırıları devam ettikçe sığınmacıların kendi topraklarına dönmesi beklenenden daha fazla vakit alacaktır. Şu anda 500 bine yakın konutu oralarda inşa ediyoruz. Güvenlik ve istikrar sağlandıkça gönüllü ve onurlu geri dönüşler artacaktır. Bunu Suriye’nin kuzeyinde gördük. Terörden arındırıp güvenli hâle getirdiğimiz yerleşim yerlerine şimdiye kadar 600 bine yakın sığınmacı geri döndü. Sivil toplum kuruluşlarımızın öncülüğünde yürütülen briket evler projesiyle 90 bine yakın aileye barınma imkânı sağlandı. İki ay önce temelini attığımız konut projesi kapsamında ise 240 bin ailenin yani 1 milyon sığınmacının geri dönüşünü hedefliyoruz.
“KATAR’IN FİNANSAL DESTEĞİYLE…”
* Katar’ın finansal desteğiyle hayata geçirdiğimiz kalıcı konut projesinde çalışmalar devam ediyor. Bir taraftan bu adımları kararlılıkla atarken, diğer taraftan düzensiz göçün engellenmesine yönelik çabalarımızı yoğunlaştırdık. Başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerimizde denetimler sıkı bir şekilde yapılıyor.
“SON 2 A AYDA 16 BİN DÜZENSİZ GÖÇMEN SINIR DIŞI EDİLDİ”
* Türkiye’ye ve Türk ekonomisine katkı sağlayan herkese kapımız açıktır. Suça karışanlar, toplumun huzurunu bozanlar ile illegal olarak ülkemizde bulunanlar ise sınır dışı ediliyor. Son 2 ayda 36 bin düzensiz göçmen yakalandı. Bunların 16 bini sınır dışı edildi. Kalanların işlemleri devam ediyor. İnşallah bu meseleyi kültürümüze, inancımıza, hukuka ve hakkaniyete uygun bir şekilde hal yoluna koyacağız.
* Biz tarih boyunca dara düşene, başı sıkışana, zulme uğrayana kucak açmış alicenap bir milletiz. Irak’taki kardeşlerimiz 1990’larda zulme uğrayınca bunu yaptık. Suriyeli komşularımız, canlarını kurtarmak için bize sığındığında bunu yaptık. Dün akşam bir televizyon kanalında bir babayı dinliyordum. ‘Öldürün bizi’ diyordu. ‘Esed’in katliamından kurtulmaktan siz kardeşlerimize sığınıyoruz, kabul etmiyorsanız öldürün bizi’ diyordu. Ukrayna’da savaş başladıktan sonra ülkemize gelen, yerlerinden edilmiş kişilere biz kapılarımızı açtık.
* Mazlum ve mağdura kucak açarken gerçekçi politikalarla yasa dışı göç sorununa kalıcı çözümler üretmeyi sürdüreceğiz.
“KANUNLARIN SİZE VERDİĞİ YETKİYİ KULLANIRKEN ASLA SINIRLARI AŞMAYIN”
* Bu süreçte sizlerden şu hususlara her zaman dikkat etmenizi istiyorum. Bizim devlet geleneğimizin altı asırdır değişmeyen esası ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ prensibidir. İnsanımızı ne kadar korursanız, ne kadar yüceltirseniz, devletimiz de o derece büyüyecek, gelişecek, güvenli ve huzurlu bir yer hâline gelecektir. Ne vatandaşına tepeden bakan jakoben anlayışın, ne insanına zulmeden ceberut zihniyetin bizim tasarrufumuzda ve tasavvurumuzda yeri yoktur.
* Kanunların size verdiği yetkiyi kullanırken asla sınırları aşmayın. Meslek hayatınız boyunca kanundan, hukuktan, ahlaktan ve sizlere daima doğru yolu gösterecek vicdan pusulanızdan ayrılmayın. Milletin canına, malına, namusuna kasteden vicdansızlara karşı tavizsiz, kurallara riayet eden insanlarımıza karşı her zaman müşfik davranın. Milletimizin desteği yanınızda olduğu müddetçe hainlerle, teröristlerle ve suçlularla çok daha kolay mücadele edeceğinizi unutmayın.” ANKA