Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle; Burada hamuru acıyla, zahmetle, sevdayla, dayanışmayla yoğrulmuş ebedi ve ezeli kardeşliğimizi görüyorum. Bizim yalnızca Rumeli’de değil Balkanlardan Kafkaslara 3 kıta 7 iklimde gönüllerimizin bir olduğu birçok kardeşlerimiz var. Bizim her gece ellerini semaya açarak Allah Türkiye’ye zeval vermesin niyazıyla gözyaşı döken birçok sevdalılarımız var. Bizim lisanı, dini, kültürü farklı olsa da umudunu ülkemizin başarısına bağlamış yüz milyonlarca dostumuz var.
Salonlara sığmayan coşkunuz için sizlere şahsım ismine teşekkür ediyorum. Dostluğa inanç aşılayan şu dik duruşunuz için sizlere teşekkür ediyorum. 14 Mayıs seçimlerindeki dayanağınız için sizlere teşekkür ediyorum. 28 Mayıs’ta sandıktan çıkacak sonucun muştusunu veren şu sevginiz için her birinize başka ayrı teşekkür ediyorum. Siz, ne hoş insanlarsınız. Siz, ne vefakar insanlarsınız. Rabbim muhabettimizi daim eylesin diyorum.
Tarih boyunca millet olarak vicdanımızla tüm dünyaya insanlık dersi verdik. Rumeli’den Kafkaslara kadar Anadolu’ya göçler artarak devam etti. Anavatanlarından sürgün edilen Çerkes kardeşlerimiz, Kırım Tatarları, Rumeli muhacirleri, milyonlarca kardeşimiz son deva olarak Cumhuriyet topraklarına sığındı. Türkiye, başı dara düşen her kardeşine bir iyilik yurdu oldu. Milletçe el ele gönül gönüle vererek ülkemizi kalkındırmaya, bu topraklarda özgür ve başı dik biçimde yaşamaya çalıştık. Birçok badireleri aşarak, Türkiye’yi bugünlere getirdik. Bunu da millet olarak daima birlikte başardık.
Batı Trakya, Bulgaristan ve Balkanlardan gelen kardeşlerimiz bu ülkenin göçmeni değil asli evladıdır. Sizlerin ataları babaevlerine geldiler. Asırlık hasretin akabinde kavuşan kardeşler üzere biz birbirimize sarıldık. Türkiye üzere yuvamız olduğu için Allah’a ne kadar şükretsek azdır.
Batı dünyası bunu hiçbir vakit görmedi, daha doğrusu daima görmezden geldi. Lafa gelince insan hakları ismine mangalda kül bırakmayanlar Avrupa’nın göbeğinde yaşanan bu kültür katliamına dur demediler. Rumeli’nin acısına, Rumeli’den yükselen feryatlara sağır kesildiler. Burunların tabanındaki soykırımları bile hiçbir şey yapmadan tribünden izlemeyi seçtiler.
ABD’DEKİ TÜRKEVİ SALDIRISINA TEPKİ
Ne yazık ki bunlar katillere yolu açarak onlara yardımcı oldular. Bunu geride bıraktığımız asırda tekraren yaptılar. Kelam konusu Müslümanın, Türk’ün hakkı olunca daima üç maymunu oynadılar. Mescitlere, mescitlere saldırılmasına göz yumarak değişen hiçbir şey olmadığını ortaya koyuyorlar. İşte artık Avrupa’da PKK baktı ki iş berbata gidiyor seçmenlere saldırmaya başladılar. Yetmedi Amerika’da Türkevi’ne saldırdılar. Niçin hani siz demokrattınız! Türkevi’nin camlarını kıran bu teröristi bulmanız gerekiyor. Haydi bakalım çabucak, hızla bu teröriste bulmanız lazım. Gereğini de yapmanız lazım. Türkevi orada size bir emanettir. Türkevi’nin camlarını levye ile kıran bu teröristi bulmanız gerekiyor.
Bizdeki muhalefetin Balkanlarla ilgili en ufak adımını duydunuz mu? Hamburger yemek için Pensilvanya’ya gittiler. Gün oldu Londra’daki tefecilerin kapısında nöbet tuttular. Gün oldu ülke ülke gezip Türkiye’yi Batılılara şikayet ettiler. Mahpustaki canilerle ilgilendikleri kadar kalbi Türkiye için atan milyonların problemleriyle hiçbir vakit ilgilenmediler. Oy vermediler diye depremzedelerimizi aşağılamaktan utanmıyorlar. Bunlar buyruğu nereden alıyorlar biliyor musunuz? Kandil’deki teröristlerden alıyorlar. Biz ise buyruğu Allah’tan ve milletimizden alıyoruz. Farkımız bu. Milletin karşısına projeyle yapıtla çıkmak yerine dehşet siyasetiyle insanlarımızın oylarını alabileceklerini düşünüyorlar. Halbuki ne yapsalar boş. Milletimiz bunların ciğerini biliyor. Milletimiz bunlardan kendisine de ülkeye de Rumeli’deki kardeşlerine hiçbir yarar gelmeyeceğini görüyor.
