TTB’nin deprem bölgesindeki illerde halk sağlığı uzmanlarının yaptığı gözlem ve tespitlerini içeren “Olağandışı Durumlara Dayanıksız Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri” başlıklı 6. Ay Raporunda, sağlık hizmetlerinin alt yapısının çöktüğü, sağlık emekçilerinin sayıca azaldığı, motivasyonun düşük olduğu deprem bölgesinde sağlıkla ilgili beklentilerin çok arttığı belirtildi.
Raporun açıklandığı basın toplantısında konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “Erişilebilir, nitelikli bütüncül bir sağlık hizmeti, afetlerle baş edebilmek kamusal bir görevdir. Kamu otoritesinin bu görevini yerine getirmediği raporda görülüyor” dedi.
TTB Halk Sağlığı Kolu üyesi Dr. Mehmet Zencir, “Depremin altıncı ayında sorunların giderilmesine yönelik bir çaba olmadığı gibi mevcut çabalardan geri çekilme hali var. Bu da depremzedelerdeki unutulma hissini tetikliyor, fiziksel sağlık sorunlarının dışında ruhsal sağlık sorunlarını büyütüyor. Açıkça söyleyebiliriz ki, unutulma hissini gideren ve umudu büyüten çalışmalara büyük ihtiyaç var” diye konuştu.
Deprem bölgesindeki illerin Tabip Odası Başkanları da çöl sıcaklarının yaşandığı, sıcaklıkların 50 dereceyi bulduğu kentlerde en büyük sıkıntının içme ve kullanma suyu temininde yaşandığını, vatandaşların saatlerce su kuyruklarında beklediğini dile getirdi.
“SOSYAL YAŞAMIN BAŞLAMADIĞI YER: HATAY”
En büyük sorunların yaşandığı, depremden bugüne kadar sosyal hayatın başlamadığı, belirsizliğin devam ettiği tek ilin Hatay olduğunu söyleyen Hatay Tabip Odası Başkanı Sevdar Yılmaz, “Binlerce insan halen çadırlarda yaşıyor. İçme suyu sorunumuz var. Eğer arabanız yoksa ulaşım çok büyük sorun. Hatay enkaz kaldırma çalışmaları nedeniyle toz bulutu altında. Esnaf tamamen yok oldu, istihdam yok. Hastalıklar arttı. İntihar düşüncesi ve intiharlar arttı. Aşı izlemler, hastanelerdeki eksikliklere kadar birçok sorun var” dedi. Yılmaz, ildeki sağlık hizmetleriyle ilgili şu bilgileri verdi:
“Hatay, Defne, Kırıkhan, Hassa ve Samandağ’da ameliyat, normal doğum, sezaryen yapılamıyor. Diğer ilçeleri de eklersek yaklaşık 1 milyon nüfusa hitap eden ilde bir anjiyo merkezi yok. Depremden önce dokuz ilçeye hizmet veren dört adet anjiyo merkezi vardı. Dördü de kullanılamaz hale geldiği için şu anda anjiyo da yapılamıyor.”
“63 HEKİM YAŞAMINI YİTİRDİ, 5’İNİN CESEDİ BULUNAMADI”
Sağlık Bakanı’nın Hatay’ın deprem bölgesi olduğunu yok saydığını ifade eden Sevdar Yılmaz, yakında Hatay’da hekim bulunamayacağını belirterek, “Şubat depremlerinde Hatay’da 63 hekim hayatını kaybetti. Sağlık Bakanı 5’inin cesedine ulaşılamadığını biliyor mu acaba? Deprem sonrası 50 hekim yurt dışına gitmek için başvurdu, 90 hekim il dışındaki başka hastanelere kaydını aldırdı, 100’ü aşkın hekim ise tayin için başvurdu. Hatay için açılan 75 hekim kadrosuna ise sadece 4 uzman ile 1 pratisyen hekim başvurdu. 222 Hemşire kadrosuna 63 başvuru oldu. Açılan tekniker kadrolarına ise hiç başvuru yapılmadı. İldeki 52 Aile Sağlığı Merkezi yıkıldı ve bunlardan sadece biri onarıldı. Bu ve bunun gibi olumsuzlukların devam ettiğini Sağlık Bakanı biliyor mu acaba? Yakında Hatay’da hekim bulunamayacak” diye konuştu.
“KIŞ AYLARINDA BÜYÜK SIKINTI OLACAK”
Kahramanmaraş Tabip Odası Başkanı Yusuf Tiyekli ise yıkılan sağlık tesislerinin yerine yenilerinin yapılması için adım atılmamasını eleştirerek, “Devletin ana sağlık hizmet binası olan şehir hastanesi hizmet veremiyor. Bu bina yıkılacak ancak orada verilen hizmeti karşılayacak bir hastane yatırımın olmaması en büyük sorunu oluşturuyor. Özellikle kış aylarında vatandaşın sağlığa erişiminde büyük sıkıntılar doğacak. Yaz aylarının bu sıcak günlerinde su şebekesinde kesintiler başladı. Şehre acilen kullanma ve içme suyu temini gerekiyor” dedi.
“YÜK KALANLARIN OMUZUNDA”
Kentte enkaz kaldırma çalışmaları nedeniyle ortaya çıkan toz bulutlarının soluk alıp vermeyi zorlaştırdığını söyleyen Adıyaman Tabip Odası Başkanı İsmail Tosun ile şunları söyledi:
“Adıyaman’da sadece bir hastane ayakta. Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi ağır hasarlı ve yıkılmak üzere. Çıkan hekim tayin hakkı ile birçok hekim arkadaşımız ilden ayrıldı. Kalan arkadaşlarımızın omzuna ise çok büyük yük binmiş durumda.”