Dört ülkeden ve Türkiye’de 100’den fazla belediye lideri ve yardımcısının iştirak sağladığı, Agricities 2. Global Tarım Forumu ve Agricities İdare Konseyi toplantısı yapıldı. Samsun Büyükşehir Beleidyesi’nin mesken sahipliğinde 2 gün sürecek olan forumda, tarım alanında uzman görüşleri alınacak ve fikir alışverişinde bulunulacak.
Ömer Halisdemir Çok Gayeli Salonda gerçekleştirilen forumun açılış programına, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, TBMM Plan ve Bütçe Komitesi Lideri Mehmet Muş, AK Parti Samsun Milletvekilleri Orhan Kırcalı ve Ersan Aksu, Samsun Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı, Büyükşehir Beleidye Lideri Mustafa Demir, Konya Büyükşehir Belediye Lideri ve Agricities İdare Konseyi Lideri Uğur İbrahim Altay, Ordu Büyükşehir Belediye Lideri Hilmi Güler, Sakarya Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem Şanlı, Erzurum Büyükşehir Belediye Lideri Mehmet Sekmen, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, belediye liderleri, STK temsilcileri, muhtarlar ve çiftçiler katıldı.
‘SEKTÖRÜMÜZÜ YASAL DÜZENLEMELERLE GÜÇLENDİREBLİRİZ’
Konuşmasında devletlerin tarım kesimini, ulusal savunma sanayi kadar değerli gördüğünü belirten Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, şunları söyledi:
“Ülkemizin kuzey tarafında birebir anda birebir günde sel felaketi ile uğraşırken, güneyimizde de orman yangını vardı. Pek çok ülke için de bu bu türlü. Yeni dünya tarifi içerisinde olan global ısınma ve iklim değişikliği, bunun jenerik bir cümle olmadığını hayat bize gelecekte gösterecek. O yüzden yeni olağanların besin arz güvenliğini kıymetli ölçüde tehdit ettiğinin farkına varılması gerekir. Artık devletler tarım bölümünü ulusal savunma sanayi kadar kıymetli görmekteler. Zira sanayi ve teknolojiniz ne kadar gelişirse gelişsin, şayet insanların temel muhtaçlıklarını karşılayamazsanız ki bu tarım dalıdır, o alanlardaki güçlü olmanız çok da bir şey söz etmeyebilir. Türkiye olarak son 21 yılda tarım alanında muvaffakiyetler elde ettik. Tarımla ilgili 15 kanun yürürlüğe girdi. Zira bölümünüzü yasal düzenlemelerle güçlendirmeniz gerekmektedir. Çiftçilerimize bugünkü sayılarla 841 milyarlık ziraî takviye ödemesi yapıldı. 1200 baraj ve gölet yapılarak 22 bin dekar alan sulamaya açıldı. Bu çalışmalarla birlikte ülke olarak tarımda Avrupa’nın en büyük gücü olurken, dünyanın da en büyük 10’uncu tarım iktisadı olmayı başardık.”
‘ÇİFTÇİYE UZATILAN ELİN KARŞILIĞI ÜRETİM OLUR’
Şehirlerin kendilerini marka yapmaya tarımdan başlaması gerektiğini vurgulayan Bakan Yumaklı, “Dünyada tarımın değerini anlayan bütün kentler umarım bu platforma üye olur ve fikir paylaşımları olur. Ülkelerin kırsal kalkınmaları merkezden alınan kararlarla yürütülemez. Bu merkezden yerele kadar yerelden de merkeze kadar tüm süreçlerin, paydaşların iştirakiyle mümkün. Kentte bir hizmet yapıldığında belediyeler için, vatandaşın memnuniyetini sandıkta ölçebilirsiniz ancak kırsalda bir üreticiye, çiftçiye el uzattığınızda bunu karşılığını üretim olarak çabucak görürsünüz. Elbette kırsalda çağdaş tarım tekniklerini uygulamak, sulama sağlamak, tarımı coğrafik kurallara uygun olarak yapmak, pazarlamak ve markalamak kesinlikle kentlerin yöneticilerinin vizyonunun bu tarafta olmasıyla başarısı yüzde 100 olacak bir uygulamadır. Buna katkıda bulunan tüm belediye başkanlarınıza teşekkür ediyorum” dedi.
‘GENÇLER VE BAYANLARIN TARIMA İLGİSİ ARTIRILMALI’
Kırsaldan kente göçün hem kentlere hem de ziraî üretime olumsuz yansımaları olduğunu söyleyen Bakan Yumaklı şöyle devam etti:
“Son yaşadığımız zelzele felaketinde de hasar gören yerlerin neredeyse tamamına yakını tarım topraklarının üzerindeki yapılaşmalardan kaynaklandığını görüyoruz. Bakanlığımızın vilayet ve bölge müdürleri ile daha doğrusu onların uygulamalarına entegrasyon ya da kentlerin uygulamalarının bakanlığa entegrasyonu konusunda vilayet ve bölge müdürlerimiz talimatlandırıldı. O da yetmez ise, telefonum 7/24 açık. İstediğiniz kadar bilgi, deneyim, dayanak bakanlığımız tarafından sağlanacaktır. Bu uygulamaların köyden kente göçü aykırıya çevirecek uygulamalar olduğunu görebiliyoruz. Zira bu göçün kent ömründe nasıl maliyetler oluşturduğunu hepimiz biliyoruz. Kırsalda ziraî alanda tutulacak nüfusun iki kat katkısının olacağını söylemek mümkün. Bunun birincisi kente girişteki maliyetlerin ortadan kaldırılması, ikincisi de yerinde yapılacak şuurlu üretimin ülke ve kent iktisadına olan katkısı. Gençlerin ve bayanların tarım bölümüne ilgilisini sağlamamız gerek. Hem soframızda kusursuz yiyeceklerin olmasını bekleyip hem de onu oluşturacak kaynağı orada tutmamak herhalde yapılacak en büyük kusurlardan bir adedidir. Su kaynaklarının korunması ve kullanımı ile ilgili kesinlikle bir planınızın olması gerekir. Atık suları bilhassa ziraî üretimde kullanılmasının sağlanması gerekir.”
‘YANGIN GÖRDÜĞÜNÜZDE ÇABUCAK BİLGİ VERİN’
Konuşmasının son kısmında orman yangınları konusuna değinerek, devletin imkanlarının kâfi olduğunu lakin halkın yangınları tedbire konusunda şuurlu olması gerektiğini kaydeden Bakan Yumaklı, şunları söyledi:
“Ormanlarımız bizim yeşil vatanlarımızdır. Bir ağacın muhakkak bir vakitte aşikâr bir olgunluğa geldiğini düşünürsek şayet saatler içerisinde bu yılların heba olacak davranışlardan kaçınmak gerekir. Bunu sadece buradakilere değil, sizler vasıtası ile bütün ülkemize, bütün dünyaya seslenmek istiyorum. Lütfen ormanlarla alakalı ya da yalnızca orman olmasına gerek yok, tarım yerleri ile de alakalı yangın çıkarabilecek her türlü aksiyondan kaçının. Bu bir izmaritin orman kenarına ya da bir tarlanın kenarına atılması olabilir. Bu rastgele bir gerecin orman içine, kenarına ya da bir tarla kenarına atılması olabilir. Sonradan alev alacak. Ya da tanımlanmış alanların dışında piknik yaparken yakılacak olan küçük bir ateş olabilir. Lütfen bunlardan kaçınalım. Ağustos sonuna kadar ülke olarak alarm durumundayız. Çok şükür kabiliyetlerimiz, müdahale yetkinliğimiz gün geçtikçe güzelleşti. Bugün bir orta üst ölçekli muhakkak sayıda yangına müdahale edebiliyoruz. Bu kabiliyetimiz var. Fakat bu kabiliyetimiz var diye yangın olmamasına dair çabadan geri durmamamız gerekiyor. Şayet rastgele bir yangın ibaresi görülürse lütfen en yakındaki güvenlik güçlerine arayıp bilgi verilebilir. Zira yeşil vatanı korumak yalnızca devletin değil, bu vatanın bütün evlatlarının birinci derece vazifesidir.”
